Bahar mevsiminin başlamasıyla birlikte gözlemlenen çevresel ve biyolojik değişikliklerin, bireylerin kalp sağlığı üzerinde çeşitli etkileri bulunmaktadır. Hava koşullarındaki değişkenlikler, alerjen seviyelerindeki artış ve enfeksiyon riskindeki yükselme gibi faktörler, vücudun fizyolojik dengesini etkileyebilmekte ve dolaylı olarak kardiyovasküler sistem üzerinde stres oluşturabilmektedir.
Ani Sıcaklık Değişimlerine Dikkat
Bahar aylarında hava sıcaklıklarında yaşanan ani değişimler, kan damarlarının genişleyip daralmasına neden olarak kan basıncında dalgalanmalara yol açabilir. Bu durum, özellikle hipertansiyon hastalarında kan basıncının yükselmesine; baş dönmesi, çarpıntı gibi belirtilerin daha sık görülmesine neden olabilir.
Sıcaklıktaki bu dalgalanmalar, vücudun sıvı ve mineral dengesini de etkileyerek kalp sağlığı üzerinde zorlayıcı etkiler yaratabilir. Özellikle hassas bünyeye sahip bireylerde bu durum daha belirgin hissedilir. Ayrıca, rüzgar ve hava basıncındaki değişikliklerin de damarlar ve kan dolaşımı üzerinde etkili olabileceği bilinmektedir.
Alerjik Tepkimeler ve Solunum Sıkıntıları Kalbi Zorluyor
İlkbahar aylarında polen yoğunluğunun artması, alerjik reaksiyonların daha sık görülmesine neden olabilir. Bu alerjik tepkiler, vücutta inflamatuar (iltihabi) süreçleri tetikleyerek kalp ve damar sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Alerji tedavisinde yaygın olarak kullanılan bazı ilaçlar ise kan basıncını etkileyerek tansiyon dengesinde bozulmalara yol açabilir. Bununla birlikte, alerjiye bağlı gelişen solunum sıkıntıları kalbin üzerine ek yük bindirerek kalp fonksiyonlarını zorlayabilir.
Solunum Yolu Enfeksiyonları Kalp Sağlığını Tehdit Ediyor
Özellikle üst solunum yolu enfeksiyonları, vücutta ateşe ve sıvı-elektrolit dengesinde bozulmalara neden olabilir. Bu enfeksiyonlar sırasında ortaya çıkan inflamasyon hem kalp kasında (miyokardit) hem de kalp zarı üzerinde (perikardit) iltihap gelişimine yol açabilir. Bu durum, kalp sağlığı açısından ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Ayrıca, enfeksiyonların vücuttaki kanın pıhtılaşma mekanizmalarını etkileyebildiği bilinmektedir. Bu da kalp krizi ve inme gibi hayati risk taşıyan durumların gelişme olasılığını artırabilir.
Hormonal Dalgalanmalar Kalp Ritmini Etkiliyor
Bahar aylarında güneş ışığı arttıkça serotonin ve dopamin seviyeleri yükselir. Serotonin damarlarda genişletici bir etki yaparak kan basıncını düşürebilir. Bazı kişilerde bu durum çarpıntıya, ritim bozuklularına neden olabilir. Bu hormonlar, mutlu ve daha enerjik hissettirerek bazı kişilerin daha fazla fiziksel aktivite yapmasına, kalp hızının artmasına neden olabilir.
Kışın daha yüksek oranda salınan melatonin seviyesi bahar aylarında düşmeye başlar. Bu uyku düzenini etkileyebilir. Uykusuzluk, stres seviyesini artırabilir, kan basıncı dengesini bozabilir ya da çarpıntı gibi yakınmalara sebep olabilir. Bir tür stres hormonu olan kortizol seviyesinde de değişimler olabilir. Kan basıncında yükselme, ritim bozuklukları, çarpıntı, kanın pıhtılaşma özelliklerinde değişimler meydana gelebilir.
Sağlığın için Egzersize Kontrollü Başla
Havaların ısınmasıyla birlikte daha fazla hareket;
Bunun yanında uzun süredir hareketsiz kalan kişilerin aniden yoğun sportif aktivitelere ani bir şekilde katılımı, kalp üzerine zorlayıcı olabilir. Egzersiz sırasında aşırı sıcak veya soğuk hava koşullarına dikkat edilmelidir.
Kimler Özellikle Risk Altında?
Hipertansiyon hastaları, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği bulunanlar, 65 yaş üstü bireyler, sigara içenler, obezite ve diyabet hastaları riskli grupta yer alır.
Peki Kalp Sağlığımızı Korumak Için Neler Yapabiliriz?
Sonuç olarak bahar aylarında sağlığımıza dikkat ederek hem doğanın canlanışının tadını çıkarabilir hem de kalbimizi koruyabiliriz.
E-Randevu
E-Sonuç
TR